as to…

as to

as to (s. A-113).

as to

-e gelince/kalırsa.
as to me: bana gelince/kalırsa.
As to (doing) that, I haven't decided yet: Edat

as to

hakkında.
We have no information as to the cause of the accident: Kazanın sebebi hakkında bilgimiz yok. Edat

as to

-e göre/nazaran.
The scarves are grouped as to color: Eşarplar renklerine göre ayrılmışlardı. Edat

as to

şüphe, kararsızlık ifade eder
: Nobody could decide (as to) what to do: Kimse ne yapılması gerektiğine karar veremedi. Edat

(dice) to fall as one wants them to

zar gelmek Fiil

(for sth) not to end up as one had hoped

fos çıkmak

(misfortune) to serve as lesson to

ibret olmak Fiil

(soldier) to be discarded as unfit for duty

çürüğe çıkmak Fiil

abase oneself so far as to do

yapacak kadar alçalmak Fiil

act as a father to

babalık etmek Fiil

act as an interpreter to a meeting

bir toplantıda tercümanlık yapmak Fiil

act as father to sb

birine babalık etmek Fiil

acting as a companion to

refakat

as 2017 draws to a close

2017'nin sonuna yaklaştığımız bugünlerde, 2017 yılının sona ermek üzere olduğu bugünlerde Zarf

as a countermeasure to

karşı

as a favour to sb

hatır için

as answer to

cevaben

as hard nut to crack

çatallı iş

as hard nut to crack

çetin ceviz

as hard nut to crack

idaresi güç kimse

as hard nut to crack

güç iş

as he was about to leave

tam gitmek üzereyken

as opposed to

-e rağmen/karşın/mukabil, tersine, aksine, … halde, halbuki.
Ali likes football, as opposed to Veli, Edat

as opposed to

karşıt/aksine olarak, -in tersine.
country life as opposed to city life: şehir hayatına karşıt olarak köy hayatı.

as part of its efforts to ...

... çalışmaları kapsamında Zarf

as to property

malen

as was to be expected

pek tabiî olarak, tahmin edilebileceği gibi.
I expect so: herhalde, (öyle) zannederim.
It is

be able to make someone do as one wants

birinin nazıni çekmek Fiil

be called as witness to the court

tanıklık etmeye çağrılmak Fiil

be ineligible to serve as security

güvence olarak kabul olunmamak Fiil

be so good as to give or grant

lütfetmek Fiil

be so kind as to

lütfetmek Fiil

be so kind as to do sth

tenezzül buyurmak Fiil

be subject to a condition as to the price

fiyata bağlı olmak Fiil

capacity to act as trustee

kayyum sıfatıyla hareket etme yetkisi

capacity to act as trustee

yediemin sıfatıyla hareket etme yetkisi

cause to be regarded as sacred

kutsallaştırmak Fiil

clues as to ...

...'e ilişkin ipuçları İsim

do something as a caution to others

bir şeyi başkalarına örnek olsun diye yapmak Fiil

eligibility to serve as collateral

(US) menkul değer veya emtia rehni karşılığı krediye ehil olabilme

give someone definite information as to one's intentions

birine niyetleri hakkında kesin bilgi vermek Fiil

have no information as to something .

bir şey hakkında bilgisi olmamak Fiil

have no information as to sth

bir şey hakkında bilgisi olmamak Fiil

hereinafter referred to as "..."

işbu Sözleşmede "..." olarak anılacaktır Hukuk

incompetence incompetency to act as a witness

tanıklık yapma ehliyeti olmama

inquiry as to prices

fiyat sorma

join as party to an action

bir davaya taraf olarak katılmak Fiil

keep as near as possible to the prices quoted

teklif edilen fiyatlara mümkün olduğu kadar bağlı kalmak Fiil

licence license to practise as doctor

doktorluk yapma ruhsatı

licence to practice as doctor

doktorluk yapma ruhsatı

loaf of bread issued to a soldier as part of his ration

tayın

look up to someone as a leader

birine lider gibi güvenmek Fiil

make up something and try to pass it off as the truth

kafadan atmak Fiil

manipulate the dice so that they fall as one wants them to

zar tutmak Fiil

mislead someone as to one's intentions

birine gerçek niyetlerini başka türlü göstermek Fiil

mistake as to a fact fundamental to the entire agreement

bir sözleşmenin bütünü için esas olan maddi bir hata İsim, Hukuk

mistake as to the character of a person

bir şahsın karakteri konusunda yanılma

motorized as opposed to mechanized

motorize

No explanation was given as to ...

... konusunda herhangi bir açıklama yapılmadı.

plea as to jurisdiction

yetki itirazı

point to someone as the culprit

birini suçlu olarak göstermek Fiil

preference as to assets

şirket tasfiyesi durumunda aktiflerin tercihli durumları İsim

preference as to assets

tercihli hisse senetleri olan hissedarlar ödemede adi hisse senetleri olan hissedarlara göre ödeme önceliği hakkına sahiptirler İsim

preference as to assets

dağıtılması açıklanmış bir temettü dağıtılmasından önce

Provision of services to the community as a whole (NACE code: O84.2)

Bir bütün olarak topluma hizmetlerin sağlanması (NACE kodu: 84.2) İsim, Sanayi ve Zanaatler

provisions as to notice and procedure at general meetings

genel kurulun çağrılması ve usulü hakkında hükümler İsim

qualified as to time

zaman bakımından sınırlı

refer to a document as proof

kanıt olarak belgeye atıfta bulunmak Fiil

refer to a document as proof

delil olarak bir evraka göndermede bulunmak Fiil

refer to as arbitrator

hakeme havale etmek Fiil

regard something as too little to undervalue

azımsamak Fiil

registered as to principal

nama yazılı kuponlu tahvil

registrable as to principal only

sadece sermaye tescil edilebilir

renounce to act as executor of an heir

bir mirasçının vasiyeti tenfiz memurluğundan vazgeçmek Fiil

requirement as to form

şekil şartı İsim, Hukuk

so as not to

bir şeyi yapmamak için

so as to

(a) … için, maksadıyla.
The test questions are kept secret, so as to prevent cheating. (b) derecede,

specification as to measurement and size

ölçü ve boyut verileri İsim

specification as to quantity

miktar

specification as to weight

ağırlık

stipulation as to time

zaman tespiti

suitable to be used as a gift

hediyelik

tie someone down as to time

birini zaman açısından bağlamak Fiil

to act as

icra etmek, icraatta bulunmak.
to act as a chairman: başkanlık yapmak, başkan olarak icraatta bulunmak.

to be as good as

geri kalmamak Fiil

to be busy as a beaver

çok/devamlı çalışmak.

to be treated as the poor relation

üvey evlat muamelesi görmek.
My department has always been treated as the poor relation of the company. Fiil, Deyim

to carry as liabilities

pasife geçenler

to get as high as $ 10 , 000

10

to have as income

geliri olarak

to hold stock as security

elinde teminat olarak hisse senedi tutmak Fiil

to look as if one had just stepped out of a bandbox

iki dirhem bir çekirdek olmak.

to qualify as probationer for a past

bir mevkiye atanmaya layık görülen aday

to serve as guidance

yol göstermesi için

to serves as collateral

teminat olarak

to work as a beaver

çok/devamlı çalışmak.

undertaking as to quality

kalite bakımından taahhüt

value to stand as a specific guarantee

bedeli teminat içindir

woman acting as a mother to a child

analık